28 Kasım 2017 Salı

Maşukiye

Maşukiye, Kartepe


MaşukiyeKocaeli'nin Kartepe ilçesinin bir mahallesi.
İzmit'e uzaklığı 20 kilometredir. 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre nüfusu 6,483'dür. Maşukiye beldesinin Soğuksu ve Çınarlı olmak üzere iki mahallesi vardır.

Tarihçe

1864 yılında sona eren Kafkas-Rus savaşları sonucu Kafkasya'nın sahil kısmı Çerkesleri, bugünkü Soçi ve yakınlarında yaşayan Ubıhlardan Öçbe Murat Bey'in önderliğinde kurulmuştur. Mahallede Çerkesler'in Ubıh-Abhaz ve Adige boyları yerleşmiştir. Daha sonra Lazların ve Karadenizliler'in yerleşmesiyle bugünkü belde oluşmuştur. Türkiye'nin ilk kadın Belediye Başkanı Leyla Atakan (Ubıh-Pilohe) İzmit Belediye Başkanlığı yapmıştır. Babası Kurtuluş savaşı komutanlarından Hasan Paşa, Maşukiye'nin yetiştirdiği değerlerdendir. Bu isimle lisesi vardır.

Coğrafi konumu

Maşukiye'nin kuzeyinde Sapanca Gölü bulunmaktadır. Güneyinde Kartepe ve Samanlı dağları bulunmaktadır. Sapanca Gölü'nün çevresinde bir adet yürüyüş yolu ve çay bahçeleri var. Kocaeli'nin ve Marmara Bölgesi'nin en önemli mesire yerlerindendir. Alabalık restoranları ile ünlüdür ve aşıklar diyarı olarak da bilinir. Son yıllarda kış turizminde de büyük gelişim göstermiştir.


22 Kasım 2017 Çarşamba

Cumalıkızık

Cumalıkızık

CumalıkızıkTürkiye'nin Bursa ilinin Yıldırım ilçesine bağlı bir mahalle. Uludağ'ın kuzey eteklerinde kurulmuş beş Kızık köyünden biridir. Cumalıkızık Etnografya Müzesi burada bulunmaktadır. 2000'de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil edilen[1] Cumalıkızık, 2014'te Bursa ile birlikte Dünya Mirasıolarak tescil edildi.

Tarihçe

Kuruluşu yaklaşık 1300'lü yıllara denk gelmektedir.
Bir vakıf köyü olarak kurulan köyde, tarihi doku çok iyi korunmuştur ve Osmanlı erken döneminin kırsal kesim sivil mimari örnekleri günümüze ulaşmayı başarmıştır. Bu özelliği nedeniyle çok ilgi çeken ve ziyaret edilen bir yerleşim yeri olmuştur. Sık sık tarihsel filmlere mekan olmaktadır.
Uludağ etekleri ile vadiler arasında sıkışıp kalan köylere kızık adı verilmiştir. Diğer kızık köylerindeki köylülerin eskiden Cuma namazı için toplandığı yer olduğundan bu köyün Cumalıkızık adıyla anıldığı söylenir. Bir başka söylence de, Osman Bey'in köyün kurulduğu günün cuma günü olması sebebiyle bu köye "Cumalıkızık" adını vermiş olduğudur.
Köy meydanında köy geçmişine ait eşyaların sergilendiği bir de müze (Cumalıkızık Etnografya Müzesi) bulunur. Köyde, Haziran ayında "Ahududu Şenliği" yapılmaktadır. Ünlü "Cumalıkızık evleri" moloz taş, ağaç ve kerpiçten yapılır, genelde üç katlıdır. Üst katlardaki pencereler kafesli veya cumbalıdır. Ana giriş kapılarındaki kulplar ve tokmaklar dövme demirden yapılır. Evler sarı, beyaz, mavi, mor renklere boyalıdır. Evlerin arasında kaldırımsız, taş döşeli, çok dar sokaklar bulunur.

Safranbolu

Safranbolu

Şehir eski çağlarda Homeros'un İlyada destanında geçen Paflagonya bölgesinde yer almaktadır ve bilinen tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar gider. M.Ö. 3000 ve 4000 tarihli tümülüsler, Safranbolu'nun insan yerleşimi açısından uzun bir tarihi olduğunu göstermektedir. Şehir Flaviopolis, Theodoropolis, Hadrianopolis, Germia ve Dadibra (Dadybra) gibi antik kasabalarla yorumlanmıştır. Bölgedeki bilinen ilk medeniyetler Hititlerin komşuları olan Gaspalar ve Zalpalardır.[5] Bölgede sırası ile HititlerFrigler, dolaylı yoldan LidyalılarPersler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar (Bizans), SelçuklularÇobanoğullarıCandaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır.
Şehir Selçuklular tarafından fethedildiğinde adı Dadibra idi. Safranbolu, Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan'ın oğlu Muhiddin Mesut Şahtarafından 1196 tarihinde Türklerin eline geçmiştir. Muhiddin Mesut Şah, Yunan-Bizanslı nüfusa savaşmadan teslim olmaları durumunda hayatlarını koruyacağına söz vermiş fakat kayıtlara göre şehir savaşla ele geçirilmiştir. Hıristiyanlara ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur. 1213-1280 tarihleri arasında Çobanoğulları1326-1354 tarihleri arasında Candaroğulları ve 1423 yılından sonra da Osmanlı Devleti'nin elinde bulunmuştur. Şu anki Kıranköy bölgesinde, Yunan topluluk bulunmaktaydı. Burası daha sonra merkez Yunan mahallesi olmuş ve 1923'teki nüfus değişimi bu bölgede gerçekleşmiştir.[5]
Selçukluların idaresinde şehrin adı Zalifre olmuştur ve Sinop - Kastamonu - Safranbolu - Gerede - Söğüt uç bölgesi durumuna gelmiştir. Sonraki yıllarda şehir Türkmenler ve Bizanslılar arasında birkaç defa el değiştirmiştir. 1213 ile 1280 yılları arasında kasabayı, Anadolu Selçuklu Devleti'nin uç beyliği durumundaki Kastamonu ve Sinop bölgesine yerleşmiş olan Çobanoğulları Beyliği yönetmiştir. Daha sonra Çobanoğuları Moğol İlhanlılar'a vergi vermeye başlamıştır.[6]
1326'da Candaroğulu Süleyman Paşa şehri ele geçirmiş, 1332'de Kastamonu'ya gitmekte olan İbn Battuta ve Kastamonu paşasının oğlu vali Ali Bey ile görüşmüştür. İbn Battuta'ya göre geldiğinde, Hanefi ögretisini öğretmekte olan bir medrese bulunmaktaydı. Candaroğulları dönemiyle bölgede İslami mimari hareketlenmiştir; bu dönemde Gazi Süleyman Paşa Camii kullanılmaktaydı. Ayrıca eski bir Bizans kilisesi, iki hamam ve çeşitli çeşmeler bulunmaktaydı. Benzer bir İslami yapılanma ancak 17. yüzyıldaolacaktır.[6]

17 Kasım 2017 Cuma

Jasmin ile yaşam: Ekim ve Kasım da nereye gitmeli?

Jasmin ile yaşam: Ekim ve Kasım da nereye gitmeli?: Ekim sonu ve Kasım başı sonbaharın yapraklarının sararmasının başlangıcıdır, Renk geçişlerinin tam anlamıyla görmek isterseniz Yedigöller...

Haftasonu Nereye Gidelim?Çubuk-Karagöl



KaragölÇubuk ilçesi yakınlarında bir gölAnkara’ya 74 km Çubuk ilçesine yaklaşık 40 km uzaklıktaki gölün çevresi çam ve dağ kavağı ormanları ile kaplıdır. Karagöl, Çubuk ile Kızılcahamam arasında küçük ve derin bir krater gölüdür. Çevresinde piknik yapılabilecek masalar bulunmaktadır. Tantalos efsanesinde adı geçen Karagöl Yamanlar dağı üzerinde bulunur. Küçük, dairesel ve güzel manzaralı gölün etrafı çam ormanları ile kaplıdır. Doğa ve yürüyüşü sevenler için ideal bir yerdir.
2011 yılında Tabiat Parkı olarak tescil edilmiştir. Ankara’ya 68 km uzaklıktadır. Yıllık ziyaretçi potansiyeli 2000 kişi civarındadır. Saha içerisinde Kır Gazinosu Bekçi Evi, WC, Giriş Kulübesi ve Otopark gibi tesisler bulunmaktadır. Saha İşletmeciliği ihale ile Çubuk Belediyesine devredilmiştir. Sahip olduğu göl manzarası ve doğal yapısıyla yaz, kış günübirlik, piknik ve dinlenme imkanı sunmaktadır.
Göl kenarındaki ormanların içinde kaynak suları vardır. Bu sular çıkış noktasında oldukça soğuktur. Hatta kayaların aralarından çıkan suların suyun son derece soğuk olmasından dolayı Ağustos aylarında dahi donduğu görülür. Ormanlık bölgelerde av hayvanlarına rastlamak mümkündür. Tepelerde yaz aylarında bile kara rastlanır.
1402 yılında yapılan Ankara Muharebesi'nde, Osmanlı Devleti Padişahı Yıldırım Beyazıt’ın orduları burada iskan etmişler ve su ihtiyaçlarını karşılamışlardır (?). Göl içinde yüzmek oldukça tehlikelidir. Ortasındaki şelalenin etkisiyle boğulanlar olmuştur.

16 Kasım 2017 Perşembe

Şeb-i Arus biletleri nereden alınır?

Mevlana Eğitim ve Kültür Derneği'nin düzenlediği Sema Töreni sizlerle...
SEMÂ Türk tarihinin, an'anesinin, inançlarının bir parçası olup Hz. Mevlâna (1207-1273) ilhâmı ile oluşmuş ve gelişmiştir. Kemale doğru mânevi bir yolculuğu (Miracı), bir gidiş-gelişi temsil eder. Semâ 7 bölümdür. Her bölümün ayrı bir mânâsı vardır. Semâ'yı ilmi yönden tetkik ettiğimizde, şunu görürüz: Var olmanın temel şartı dönmektir.

Varlıklar arasındaki müşterek benzerlik, en ufak zerreden en uzak yıldızlara kadar her birinin bünyesini teşkil eden atomlarındaki elektron ve protonların dönmesidir. Her şeyin döndüğü gibi insanoğlu da bünyesini teşkil, atomlardaki mevcut dönmelerle, vücudundaki kanın dönmesi ile, topraktan gelip toprağa dönmesiyle, dünya ile beraber dönmesi ile tabii ve şuursuz olarak döner. Ancak insanı öbür varlıklardan farklı ve üstün kılan şey aklıdır. İşte dönen Semazen varlıların müşterek hareketine semâsı ile beraber aklıda iştirak ettirir. 

http://www.biletix.com/etkinlik-grup/119506307/ISTANBUL/tr
KONYA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ E-BİLET SİSTEMİ
Hz. Mevlâna'nın 744. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri, 07 - 17 Aralık 2017 tarihlerinde gerçekleştirilecektir.
Törenlere katılmak için bilet satışı sadece internetten e-bilet sistemimiz vasıtasıyla yapılmaktadır.
Tören biletleri, 23 Ağustos 2017 Çarşamba günü saat 14:00'de ebilet sistemimiz üzerinden satışa sunulmuştur.
Lütfen sitemizi takip ediniz.

15 Kasım 2017 Çarşamba

Acarlar Floodplain Forest /Türkiye

Acarlar Floodplain Forest


Acarlar Floodplain Forest
Acarlar Gölü Longozu
Acarlar Longozu 20150531 Nevit.jpg
Acarlar Floodplain Forest.
Map
Map showing the location of Acarlar Floodplain Forest
Map showing the location of Acarlar Floodplain Forest
LocationTurkey
Coordinates41°07′44″N 30°26′14″ECoordinates41°07′44″N 30°26′14″E
Lagoon and forest.
Acarlar Floodplain Forest (TurkishAcarlar Gölü Longozu) is a floodplain forest located in Sakarya Province, northwestern Turkey. It is a combination of seaside, lagoon, dunes and forest.

Location and access

Situated between Karasu and Kaynarca north of Sakarya on the coast of Black Sea,[1] it is Turkey's biggest and only mono-bloc floodplain forest.[2] Its distance to Karasu is around 26 km (16 mi) and to Sakarya around 50 km (31 mi). Around the area, there are five villages of Karasu district and three of Kaynarca district.[3]
At a distance of 2 km (1.2 mi) from Black Sea, the floodplain forest stretches over 12 km (7.5 mi) long at a width of 1.0–1.5 km (0.62–0.93 mi).[3]
The lagoon is accessible on the road İhsaniye-Denizköy.[4]

Floodplain

The area is a typical lagoon, an inundated coastal terrain formed by separation from the sea by sandy barrier. Situated on the district border of Karasu-Kaynarca, and about 700 m (2,300 ft) far from the sea, the lagoon covers 1,562 ha (3,860 acres) extending parallel to the coast. It can be up to around 1.50 m (4.9 ft) deep. The land, which emerges due to dried-up floodplain during the summer months, is used by villagers for agriculture.[4][5]
The floodplain is bordered in the north by 30–25 m (98–82 ft)-high dunes at Black Sea, and in the south by low hills of 100 m (330 ft) height in average. Excess water over flood stage flows into Okçu Creek, which joins Sakarya River in 6 km (3.7 mi) distance in the east.

Background

On June 25, 1998, Acarlar Floodplain Forest was registered as a protected natural area by the Committee on Conservation of Cultural and Natural Assets in Bursa on its all coverage of 2,800 ha (6,900 acres).[4] The lagoon's area decreased about 40%, 9,443 km2 (3,646 sq mi), after the discharge stream Okçu Creek was widened and turned into a canal by the local authority for soil and water in 1971. To protect pheasant and water birds, a partial area covering 1,576 ha (3,890 acres) was registered a wildlife conservation area in 1976 that is the only one of its sort in Sakarya Province. It was enlarged to 2,517 ha (6,220 acres) in 2004, and its status was improved to wildlife development area. The area was designated as a wetland of special importance in accordance with Ramsar Convention on April 2, 2009.[3]

Ecosystem

Acarlar Floodplain Forest is habitat for some endemic flora and faına. The area is particularly a breeding and overwintering place for migratory birds.[4]

Flora

Water violet (Hottonia palustris) on the lagoon.
The aquatic plant water violet (Hottonia palustris) is endemic to Acarlar Floodplain.[4] The rare plant species loddon lily or summer snowflake (Leucojum aestivum), which is used for treatment of polio, is traded by the villagers of Kaynarca.
The floodplain is habitat for more than 150 tree species. It is surrounded by forests of mainly common ash (Fraxinus excelsior). Widespread trees in the forest area are common alder (Alnus glutinosa), willow (Salix), common beech (Fagus sylvatica) and elm.[4]

Fauna

Catfishroachcarp and pike are some freshwater species found in the lagoon. Common mammals are harefoxwild boarweasel and squirrel. A total of 235 bird species were observed in the protected area,[3] including pheasant, Eurasian woodcockwild duck, and as bird of preyhawk.[4]

Environmental threats

Fish death due to pollution in the floodplain.
Waste water from the eight villages around the floodplain may flow into the lagoon. The excessive use of fertilizer and pesticides in agriculture around the area increases the chemical inlet. Efforts are made to clear a piece of land around for doing agriculture. Illegal logging and poaching has to be prevented. The water flow from the lagoon to Sakarya needs to be monitored, and any hindrance has to be removed. The area experience dense visitor traffic after its opening to tourism. Motorboat tours on the lagoon has to be banned as it harm the migratory birds during their brooding period.
In February 2015, the province governor of Sakarya forbid boating on the coastal sea, the lagoon and the canals by any type of watercraft including pedalo.[6]
By November 2015, an environmental disaster occurred when one of the feeder streams to the floodplain was contaminated carrying red-colored foamed water. It was reported that fish died and the crop planted by villagers got poisoned.[1]
The local Directorate of Forest and Water Management set a drone into service in 2016 to fight poachers by monitoring the protected area from the air.[2]

See also

Maşukiye

Maşukiye, Kartepe Maşukiye ,  Kocaeli 'nin  Kartepe  ilçesinin bir  mahallesi . İzmit'e uzaklığı 20 kilometredir. 200...